
İlki 1993 yılında düzenlenen, 32 yıllık bir birikim ve geleneği olan 16. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi, TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde “Tesisat Mühendisliği ve Yapay Zeka” ana temasıyla, 16-19 Nisan 2025 tarihleri arasında İzmir`de MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde düzenlenmiştir. Yapay zekâ dönüşümü, sadece teknolojik değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel etkileri olan bir süreçtir. Enerji tasarrufu, karbon ayak izinin azaltılması, sürdürülebilirlik ilkelerine uygun mühendislik uygulamaları artık yalnızca teknik birer hedef değil, etik birer sorumluluktur. 16. TESKON bu araçları halkımız için en faydalı şekilde kullanarak birlikte daha güzel bir gelecek şekillendirmek için geleceğin mühendisliğine yön verecek tartışmalara ev sahipliği yapmıştır.
Kongre sırasında toplam 5 sempozyum, 7 seminer, 3 kurs, 2 panel, 1 forum, 1 sabah toplantısı gerçekleştirilmiştir. Kongre ile paralel düzenlenen TESKON+SODEX Fuarı’na toplam 3200 m² kapalı alanda, sektörde ürün ve hizmet üreten 56 kuruluş katılmıştır. Kongre ile birlikte TESKON+SODEX Fuarı da Hannover Messe Sodeks Fuarcılık A.Ş. tarafından aynı tarihlerde gerçekleştirilmiştir. Kongre ve fuar etkinliklerinin tamamı MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde bulunan 7 salon ve fuar alanında gerçekleştirilmiştir. Kongre, 19 kurum, kuruluş tarafından desteklenmiştir. Kongre boyunca toplam 42 oturumda 136 bildiri sunulmuştur. Kongreyi 400`ü kayıtlı delege olmak üzere, binlerce mühendis, mimar, teknik eleman ile üniversite, meslek yüksekokulu ve meslek lisesi öğrencisi izlerken, fuar 6.754 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
Oturumlarda tesisat mühendisliği alanındaki bilimsel, teknolojik gelişmeler ve uygulamalar ile sektörde yapılan AR-GE çalışmalarının tanıtıldığı, bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı bildiriler sunulmuştur. Bilimsel/Teknolojik Çalışmalar başlıklı oturumlarda tesisat mühendisliği ve ilgili alanlarda uluslararası ölçekte yenilik getiren teorik veya deneysel özgün araştırma sonuçları sunulurken, seminer ve sempozyumlarda ise uluslararası ölçekte yapılmış uygulama ve araştırmalar tartışılmıştır.
Kongre platformları aşağıda belirtilmiştir.
SEMPOZYUMLAR
Isıl Konfor Sempozyumu
İç Hava Kalitesi Sempozyumu
Enerji, Bina ve Çevre Sempozyumu
Soğutma Teknolojileri Sempozyumu
Temel Bilimler Sempozyumu
SEMİNERLER
Yapay Zeka
Farklı Otomatik Söndürme Sistemleri için Seçim Kriterleri ve Genel Tasarım Esasları, Yangın Güvenliği Konusundaki Yeni Gelişmeler; Mekanik ve Elektrik Yangın Korunum Sistemlerinin Bütünleşik Tasarımı
Konut Havalandırma Sistemi Tasarım Kabulleri ve Tasarım Giriş Parametreleri
İklimlendirme Sektöründe Mesleki Davranış İlkeleri
Test Ayar Dengeleme (TAD)
Bacalar
KURSLAR
Isı Pompası Sistemlerinde Kaynakların Araştırılması ve Uygulama Örnekleri
Sistem Seçimi
Bilgisayar Destekli Hidrolik Analiz Metodu ile Yangın Söndürme Sistemleri Hesaplamaları
PANEL
Yangından Korunma Sistemlerinin; Tasarım, Uygulama, Denetim, İşletme, Bakım ve Periyodik Muayene Sürecinin Bir Bütün Olarak Değerlendirilmesi ve Mühendislerin Yetkilendirmesi
Serbest Mühendis ve Müşavirlerin (SMM) Sorunları ve Çözüm Önerileri
FORUM
Yapay Zeka
SABAH TOPLANTILARI
Denetimin Kamusallığı
Kongre sonucunda aşağıdaki konuların kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir:
Meslek odalarımızın ve sektör derneklerinin tüm karşı görüşlerine karşın, hükümetin mesleğimizi yakından ilgilendiren İmar Kanunu, Yapı Denetim Kanunu ve ikincil mevzuatta yaptığı düzenlemeler, yapı üretim süreçlerinde kuralsızlığı ve denetimsizliği getirmiş, bu durum güvenli, sağlıklı, konforlu yapıların yapımını engellemiş ve mesleğimize, meslektaşlarımıza, sektörümüze zarar vermiştir. Yapı üretim ve denetim süreçlerine yönelik mevzuatın tamamı kamusal bir bakış açısıyla ele alınmalı, meslek odalarıyla işbirliği yapılarak yeniden düzenlenmelidir.
Yapı denetim sürecinde denetçi olarak yer alan meslektaşlarımız ilgili alanlara uygun olarak Oda tarafından yetkilendirilmeli ve uzman oldukları alanlarda görevlendirilmelidir.
Yapı üretim (Tasarım, denetim ve kontrol, onay) süreci bir bütün olarak değerlendirilmeli, bu alanlarda çalışan meslektaşlarımızın çalışma alanları bilgi ve deneyimlerine göre belirlenmelidir.
Kamuda, bina üretim sürecinde (tasarım, denetim, kontrol ve kabul,onay ve ruhsat) hizmet veren ve görev alan meslektaşlarımız, ilgili uzmanlık alanlarında eğitilip belgelendirilmelidir. Kamu ve İştiraklerine ait binaların ruhsatlandırılmasında görev alacak mühendisler de Odaların eğitim ve belgelendirme şartlarına tabi olmalıdır.
Binanın kullanım süresince elektromekanik tesisatların bakım ve işetmesi yetkili ve belgeli teknik elemanlarca yapılmalıdır. Bu konuda özellikle meskenlerde bakım ve işletme sürecine ilişkin mevzuat eksikliği giderilmelidir.
MMO ve sektör derneklerinin kongre, seminer, sempozyum, fuar vb. etkinlikler ile kitap, yönetmelik, norm vb. teknik belgelerin hazırlanmasında eşgüdüm halinde olması sektörü güçlendirecektir.
Konutlar, insanların işyerleri ve okullardan daha fazla zaman geçirdikleri kapalı hacimlerdir. Kapalı yaşam hacimlerindeki sürekli ve aralıklı kirlilik emisyonları sebebiyle, konutlardaki iç ortam hava kirliliği dış ortamlardan daha fazladır. İç hava kirliliği insanların sağlığını, başarısını, üretkenliğini uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar hava kirliliğinden en fazla etkilenen insanlardır. Hava kirliliği, ısıl konforun aksine, genellikle algılanamayan renksiz, kokusuz, görülmeyen bir olgudur ve insanlar olası bir tehlike ile farkında olmadan karşı karşıya kalmaktadırlar. Küresel enerji sorunu ve buna bağlı diğer sorunlar nedeniyle zorunlu hale gelen enerji tasarruf tedbirlerinin biri, diğer binalar gibi konutların bina kabuğunun daha çok hava sızdırmaz hale getirilmesidir. Böylece bina kabuğundaki düşük sızdırmazlık nedeniyle olacağı varsayılan ki dış hava kirliliği nedeniyle çoğu zaman da mümkün değildir, konutların doğal havalandırma olasılığı da ortadan kalkmaktadır. Bu nedenlerle konutların temiz dış hava ile planlı olarak havalandırılması, konut içindeki kirlilik emisyonlarının kaynaklarında konut içine yayılmadan azaltılması, insan sağlığı açısından önemli ve gereklidir. Buna karşılık Türkiye’de insanların göreceli olarak daha az zaman geçirdikleri yaşam hacimlerinde havalandırma tesisatlarının zorunlu olması söz konusu iken konutlarda zorunlu değildir. Türkiye’de konut havalandırılması çevresel sorunlara duyarlı tüm ülkelerde olduğu gibi zorunlu hale getirilmelidir.
Havalandırmanın zorunlu olduğu binalarda olduğu gibi konutlarda havalandırma sistemlerinin geliştirilmesi için, tasarımın ilk adımı olan tasarım kabulleri ve giriş parametrelerinin tanımlanmasından, sistem bileşenlerinin akreditasyonuna, uygulama ve denetimine kadar tüm fazlar için mevcut ve eksik veriler/alanlar belirlenmeli, eksiklikler giderilmeli ve çağdaş, birbiriyle tutarlı yönetmelikler ve standartlar oluşturularak uygulamaya konulmalı ve denetimi sağlanmalıdır. MMO İzmir şubesi konutlarda İç Hava Kalitesi ve Havalandırma Çalışma Grubu tarafından gerçekleştirilen Konutlarda Havalandırma Sistemi Tasarım Kabulleri ve Tasarım Giriş Parametreleri Semineri’nde, konut havalandırma sistemleri tasarımının ilk adımı olan tasarım kabulleri ve tasarım giriş parametrelerinin oluşturulması ile ilgili sistematik yaklaşım tanımlanmış, mevcut standart ve yönetmelikler ışığında geliştirilmesi gereken alanlar analiz edilmiştir.
İç ortamlardaki kaynakları sebebiyle bazı kirleticiler açısından iç hava, dış havaya göre daha kirli olabilmekte, dış kaynaklı kirleticiler ise şehir merkezleri, sanayi alanları vb. yerlerde dışarıdan içeriye taşınmakta, iç hava kalitesini hedeflenenin aksine olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla, iç mekan kirletici kaynaklarının kontrolü, kirleticilerin iç havadaki durumları, dış hava kalitesi ve ilgili etmenlerin anlaşılması insan sağlığı açısından önem arz etmektedir. Hava kirliliği, iç çevre konforunun aksine, genellikle algılanamayan bir olgu olduğundan bina sakinlerinin, iç ortam kullanıcılarının bu hususlarda farkındalığının artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bu ihtiyaç, küresel enerji sorunu ve buna bağlı diğer sorunlar nedeniyle zorunlu hale gelen enerji tasarruf tedbirleri arasında yer alan bina kabuğunun daha sızdırmaz hale getirilmesi, iklim değişikliğine karşı direnç kazanma hedefleriyle doğal havalandırma imkanının kısıtlanması gibi durumlardan dolayı gitgide artmaktadır. Bunlara gelecekteki olası salgınlara karşı dirençlilik de eklemlendiğinde iç ortamların temiz dış hava ile planlı olarak havalandırılması, dış hava kalitesi düşük ise kirlilik kontrol süreçlerinin planlaması gerekmektedir.
3 Nisan 2012’de yürürlüğe giren “Bürokrasinin Azaltılması ve İşlemlerin Basitleştirilmesine Yönelik Başbakanlık, Bakanlıklar, Bazı Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ve Üniversitelere Ait 84 Adet Yönetmelik” kapsamında; Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik vb. yönetmeliklerde ardı ardına yapılan değişiklikler ile yapı ruhsat aşamasında ruhsat vermeye yetkili merciler haricinde, üçüncü taraf denetimi özelliği taşıyan yangın tesisat projesi tasarımında itfaiye görüşü ile meslektaşlarımızın mesleki ve özlük hakları devre dışı bırakılmıştır. Yaşanan yangınlarda tespit edilen uygunsuzluklar değerlendirdiğinde, yeniden projelerde itfaiye görüşünün alınmasını sağlayacak ve meslektaşlarımızın mesleki ve özlük haklarını iade edecek düzenlemelerin acilen yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yangın Sistemleri ile ilgili ekipmanın her durumda çalışır halde (emre amade) tutulması için bir plan dahilinde, çalıştırma “yönergesine” uygun periyodlarda bakım, kontrol ve testlerin yapılması gerekmektedir. Bu kontrol ve bakım işlemleri kişilerin insafına bırakılmayacak şekilde, İlgili bakanlık bünyesinde oluşturulacak bir otomasyon sistemi ile takip edilebilecek bir mekanizma oluşturularak yapılacak şekilde düzenlenmeli, ilgili odaların da içinde olduğu bir komisyon tarafından “Yangın Sistemleri İşletme ve Bakım Yönetmeliği” ve “Yangın Sistemleri Periyodik Muayene Yönetmeliği” mevzuatları hazırlanarak yayımlanmalıdır.
Ayrıca, merkezi olarak, AFAD veya ilgili başka bir kuruluş altında çalışmalarını sürdürecek, ülke genelindeki itfaiye birimlerinin istatistiki verilerinin toplandığı ve değerlendirildiği, periyodik olarak bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunulduğu, belirtilecek görüşlerin raporlandığı, eğitim ve danışmanlık hizmetinin sağlandığı, ülke genelindeki itfaiye amirlerinin, TMMOB’ye bağlı ilgili Mühendis, Şehir Plancıları ve Mimar Odalarının temsilcilerinin oluşturduğu bir birim kurmasının gerekli olduğu görüşü oluşmuştur.
İoanna Kuçuradi’nin 1996 yılında belirttiği üzere, “Etik, Yüzyılımızda Ortaçağını yaşamakta, etik değer sorunlarıyla hesaplaşmama, değer adına değer harcamaları olgusu görünümüyle çağımıza damga vurmakta, çağımız düşünürleri bilimsellik peşine düştüklerini sanarak etik değer sorunlarıyla hemen hemen hiç hesaplaşmamaktadırlar’.
Etik sorunlarla hesaplaşmanın en temel şartı yine Kuçuradi’nin belirttiği gibi, ‘Etik değer koruyarak yaşayabilmek ve mesleğimizi etik değer koruyarak yapabilmek için, normlardan ziyade etik değeri ve etik değerlerin felsefî bilgisine dayanan felsefî bir eğitime ihtiyaç’ olması, “Normlara göre hareket etmenin ötesinde değerler bilinci ile hareket edebilecek bir eğitim verilmesidir. Hesaplaşma “çocukluğundan itibaren etik değer bilgisi ile eğitilmiş ve yaşamında bu değerleri kullanmaya alıştırılmış bireyler’ sayesinde mümkün olabilir.
Mesleğin yanında, Mühendislik etiğinin çerçevesini etkileyen batı felsefesi, sürdürülebilirlik bilimi ve batılı olmayan sistemler/gelenekler gibi evrensel ve yerel alanlar vardır. Meslek etiğinin eğitiminden, normatif kurallarından, denetimine kadar her türlü bileşenini içeren sistemi, ilgili uzmanların bir araya getirilmesi ile uzun, yorucu, büyük emek gerektiren bilimsel çalışmalarla tanımlanabilir. Bu bağlamda:
Makina Mühendisliği ve insanların sağlığını, üretkenliğini başarısını etkileyen alt dalı olan Tesisat Mühendisliği alanında profesyonel meslek örgütlerinin iş birliği ile Ulusal Mühendislik Etiği Daimî Çalışma Grubu kurulmalı, mühendislik eğitimi ve hizmetlerinin (tasarım, uygulama, malzeme ve ekipman üretimi, satış, danışmanlık gibi) her alanında ve profesyonel sivil toplum örgütlerinin kendileri, üyeleri ve faaliyetleri için etik alanında;mevcut durum analiz yapılmalı, stratejik hedefler belirlenmeli, ortak bir terminoloji tanımlanarak bu stratejik hedeflerin, Yapay Zekâ gibi araçların da kullanılması ile gerçekleşmesi planlanmalıdır.
TAD ile doğru sistem kurulması, enerji verimli sistemlerin yaygınlaşması ve şartnamelere eklenmesi ve BEPTR’ye dahil edilmesi gerekmektedir. TAD gelecekte sayıca da artacak veri merkezlerinde enerji anlamında, hastaneler ve yüksek yapılarda kritik ve hayati öneme sahiptir.
TESKON 2025 kapsamında yapılan değerlendirmelerde, yapay zekâ (YZ) tabanlı sistemlerin bina performansı analizi, enerji yönetimi, tesisat sistemlerinin optimizasyonu ve çevresel veri işleme gibi mühendislik uygulamalarında etkin şekilde kullanılmaya başlandığı tespit edilmiştir. Bu teknolojilerin kamusal fayda ilkesi doğrultusunda yönlendirilmesi gerekliliği öne çıkmıştır. Dijital İkiz ile birlikte binaların yönetimsel süreçlerinin daha görsel ve daha sağlıklı bir şekilde çalışabileceği ve enerji ekonomikliği sağlayabileceği belirtildi.
Yapay zekâ sistemlerinin; karar verme süreçlerinde şeffaf ve açıklanabilir algoritmalarla çalışması, kritik mühendislik altyapılarında izlenebilirlik ve dış denetime açık yapılar içermesi, enerji verimliliği, kaynak optimizasyonu ve çevresel etki minimizasyonu gibi kamu yararına hizmet eden hedeflerle uyumlu olması, ulusal ölçekte teknik standartlarla tanımlanarak, validasyon ve sertifikasyon süreçlerine tabi tutulması gerekmektedir. Ayrıca, yapay zekâ destekli mühendislik uygulamalarında çalışan uzmanların yetkinliğini artırmaya yönelik disiplinler arası eğitim programlarının yaygınlaştırılması önerilmektedir. Yapay zekanın yaratabileceği olumsuz koşullarında ele alındığı oturumlarda sonuç olarak mümkün mertebe işleri kolaylaştıran nokta da Yapay zekadan destek almanın önemli olduğu konusu öne çıktı.
16. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Teskon+Sodex Fuarı`nın niteliği ve niceliğiyle çağdaş, demokratik, sanayileşen bir Türkiye yaratılması sürecine katkıda bulunacağı inancı ile yukarıdaki istemlerimizin yaşama geçirilmesinin takipçisi olunacak ve 17. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Fuarı aynı anlayış ile ulusal ve uluslararası katılımı daha da artırılarak gerçekleştirilecektir.
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI