
Isınırken Yanalım mı?![]()
Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı/Cevdet İşbitirici
Enerji tüketiminin sürekli artış gösterdiği dünyamızda, kullanılan enerjinin büyük çoğunluğu kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil kaynaklı yakıtlardan sağlanmaktadır. Bu durum ise limitli olan bu rezervlerin hızla tükenmesine yol açmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21.yüzyılın sonlarına doğru ise bu kaynakların tamamen tükeneceği öngörülmektedir. Bu durumda üretilen enerjinin verimli kullanılabilmesi önem arz etmektedir. Dünyadaki ilk enerji verimliliği stratejileri 1970 yılında ortaya çıkan petrol krizi neticesinde Batılı ülkeler ve Japonya tarafından gerçekleştirilmiştir. İlerleyen yıllarda ise sürekli olarak bu konularda araştırmalar yapılmış ve yeni malzemeler kullanılmaya başlanmıştır. Isı yalıtımında kullanılan bu malzemelerin başlıcaları; cam yünü, taş yünü, EPS (genleştirilmiş polistiren köpük), XPS (haddeden çekilmiş polistiren), poliüretan, ahşap yünlü levhalar, cam köpüğü, fenol köpüğü, vs. gibi malzemelerdir.
Ülkemizde de son yıllarda enerji verimliliği gündem teşkil etmeye başlamış, yeni yapılan binalarda ve mevcut yapılar için kanun ve yönetmeliklerde düzenlemeler yapılmıştır. Ülke bütçesi açısından kullandığımız enerjinin %70’ini yurtdışından temin etmemiz, aile bütçesinde de ısınma giderlerinin önemli bir yere sahip olması, ısı yalıtımının tasarruf noktasında önemini ortaya koymaktadır. Ülkemizde tüketilen enerjinin dağılımına baktığımızda konutlarda %41, sanayide %31, ulaşımda %20, tarımda %5 ve diğer alanlarda %1’lik değerler karşımıza çıkmaktadır. Binalarımızda ısı yalıtımı sağlandığı takdirde; hem ömür boyu enerji tasarrufu sağlanmış olacak, hem çevreye karşı duyarlılık artmış olacak hem de enerji yönünden dışa bağımlılığımız azalmış olacaktır. Ülkemizde konutlarda %85 oranında yalıtım yok ve bunun bütçemize olan etkisi her yıl 13,5 milyar TL’dir. Şayet bütün binalarda yalıtım sağlandığı takdirde de her yıl 4 Keban Barajı yapmış gibi enerji tasarrufu sağlanmış olacaktır.
Görüldüğü gibi ısı yalıtımı pek çok bakımdan gereklidir. Ancak uygulama esnasında, malzeme seçimi yapılırken yangın riskleri göz önünde bulundurulmalıdır. Isı yalıtımında kullanılan malzemelerin pek çoğunun yanıcı özelliklere sahip olması, büyük yangınların oluşmasına ve yangının sirayet hızının artmasına sebep olmaktadır. Bu durum da can ve mal kaybı gibi istenmeyen sonuçların yaşanmasına olanak sağlamaktadır.
Yalıtım malzemesi yangını ile alakalı yakın zamanda iki büyük olaya tanık olduk. Bunlar, İstanbul’daki Polat Tower yangını ile Konya’daki Panagro Et Entegre Tesisi yangınlarıdır.
152 metre boyunda olan 42 katlı Polat Tower yangınında büyük bir facianın eşiğinden dönüldü. Herhangi bir can kaybının yaşanmadığı olayda yangının kısa sürede büyük bir yayılım göstermesi üzerinde durulması gereken en önemli husustur. 1. kata hitap eden klima ünitelerinin bulunduğu mekanda elektrik kaynaklı olarak çıkan yangın 3,5 dakika gibi kısa bir sürede 152 metrelik binanın bir cephesinde süratle yayılım gösterdi. Yangının bu şekilde hızlı bir ilerleme kaydetmesinin ana nedeni yalıtımda kullanılan polistren esaslı malzemedir. Binada bulunan yangın önleme ve söndürme sistemlerinin etkili çalışması yangının binanın tamamına yayılımını önledi ve kontrol altına alınmasını sağladı. Binanın yapıldığı 1998 yılında piyasada yangına dayanıklı malzeme olmadığı için bu malzemelerin kullanıldığı bina yetkilileri tarafından açıklanmıştır ancak günümüzde halen özellikle yüksek katlı yapılarda ve büyük imalathanelerde bu tür yanıcı malzemelerin kullanılıyor olması, üzerinde durulması gereken bir konudur.
Yakın zamanda yaşadığımız yalıtım yangınlarına bir diğer örnek de Konya’daki Panagro Et ve Süt Gıda Kompleksi’nde çıkan yangındır. Dünyanın en büyük et ve süt entegre tesisi olarak faaliyete başlaması planlanan bu tesisin, açılışına sayılı günler kala çıkan yangın neticesinde et bölümünün büyük bir kısmını kaybetmesi, gözleri Polat Tower yangınında olduğu gibi yine yalıtım ve izolasyon malzemelerine çevirdi. Yaklaşık bir ay arayla ülkemizde büyük çaplı iki büyük yangının yaşanması bu malzemeler konusunda yönetmeliklerde yeni düzenlemeleri gerekli kılmaktadır. Bu büyük tesisin çatısında, duvarlarında ve içerisindeki bölmelendirmelerde kullanılan poliüretan izoleli sandvich paneller yangının bir anda hızlı bir şekilde yayılmasına olanak sağlamıştır.
Poliüretan; iki ana kimyasal, izosiyonat ve hidroksil grubu içeren poliol karışımlarının reaksiyonu sonucunda oluşan plastiğin bir alt grubudur. Poliüretan malzeme hayatımızın pek çok alanına girmiştir. En fazla kullanıldığı alanlardan birisi de yalıtım ve izolasyon alanıdır. Bu malzeme iyi bir izolasyon sağlamakla birlikte yangın karşısındaki zayıf davranışından ötürü tartışılmaktadır.
Hem Polat Tower yangınında hem de Konya Panagro Et ve Süt Gıda Kompleksi yangınında görüldüğü üzere yanıcı özellikteki yalıtım malzemeleri alev aldıktan sonra yangın sizin kontrolünüzden çıkmaktadır. Bazı yangınlarda siz yangını yönetirsiniz bazen de yangın sizi yönetir. Bu tür yangınlarda itfaiye teşkilatları yangının sirayetini engellemeye çalışırlar. Yangının yayılmasını engelleme yönünde gayret sarfederler. Poliüretan esaslı panellerde çıkan yangınlar dünyada büyük maddi kayıplara sebep olmuştur.
Tabloda da görüldüğü üzere bu tür yangınların faturası ağır olmaktadır. Panagro Et ve Süt Gıda Kompleksi yangınında ise tesisin yaklaşık 30000 m²’lik et üretim bölümü tamamen yanmıştır. Konya İtfaiye teşkilatının 120 personeliyle özverili çabası neticesinde yangının 30000 m²’lik süt bölümüne sirayeti engellenmiş ve yangın 4 saatte kontrol altına alınmıştır. Bu yangının mali faturası ise yaklaşık 70 milyon liradır.
Yalıtımın gerekli olduğunu yazımızın başında belirttik ancak yalıtımda kullandığımız malzemeler kabusumuz olabilir. Yalıtım binalara çepeçevre yapıldığı için çıkabilecek küçük bir kıvılcımda bütün bir bina bundan etkilenmektedir. Burada bina içerisindeki malzemenin yanıcı olup olmaması da önem arzetmemekte çünkü bina zaten kendisi yangına davetiye çıkarabiliyor. Belli bir sıcaklık seviyesinden sonra da metallerin ve betonun özelliğini kaybettiği göz önüne alındığında ise tesislerin tamamen yanıp kül olması kaçınılmaz neticedir.
Bu yüzden yanıcı izolasyon malzemelerinin zaten Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği sınırlı olan kullanım şartlarının daha da ağır maddelerle düzenlenmesi gerekli görülmektedir. En basitinden herhangi bir konutta çıkacak yangının pencerelerden cepheye sirayet edeceği ve yalıtım malzemeleri ile binanın tamamına yayılabileceği unutulmamalıdır.
TÜYAK Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’ın “Yangınlar tasarımla önlenir, önlemle söndürülür” sözünün gereğine uygun olarak binalarımızı tasarlarken malzeme yönünden gerekli önlemleri alarak yangına karşı kendimizi avantajlı hale getirmeliyiz.
Yararlanılan Kaynaklar
İlginizi çekebilir... Endüstriyel Tesislerde Yangın GüvenliğiTürkiye ekonomisinin lokomotifi olan sanayi sektörü, yalnızca üretim hacmiyle değil, istihdam gücü, ihracat potansiyeli ve teknolojik dönüşüme öncülük... Bolu'daki Otel YangınıÖncelikle burada aktaracağım hususların kamuoyunu aydınlatmasını diliyorum. 78 insanımızın hayatına mal olan ve tüm ülkeyi yasa boğan bu elim olaydan ... İtfaiyecilerin Yangında Karşılaştıkları TehlikelerYangınlar, aniden patlak veren ve hızlıca yayılan tehlikeli olaylardır. Bu acil durumlarda öne çıkan kahramanlar, yani itfaiyeciler, yangının sadece a... |
|||||||||||||||||||||||||||||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.