DÄ°LARA KORGAL

Karina Tasarım, Danışmanlık

1. TANIMLAR VE ARKAPLAN 

Çağımızda inÅŸa edilmekte olan bina sayısı gün geçtikçe fazlalaÅŸmakta ve bununla birlikte yapı mühendisliÄŸindeki geliÅŸmeler de; binaların yükseklik, boyut ve karmaşıklığın da aynı oranda artmasına olanak tanırken maliyetlerin de göreceli olarak düÅŸmesine ve bunun yanı sıra özel mimari tasarımların da karşılanabilmesine olanak tanımaktadır [1]. AÅŸağıdaki grafikte 1920-2011 yılları arasında 200 metre ve 300 metreden yüksek binaların sayıları gösterilmiÅŸtir. Rakamlar Çin’deki Council on Tall Buildings and Urban Habitat [2] veri tabanından alınmıştır. Bu tür binaların sayısının özellikle 1980 yılında sonra ivmeli bir ÅŸekilde arttığı görülmektedir.

Ne yazık ki ülkemizde bu konu ile ilgili bir istatistik bulunmasa da Türkiye’deki yüksek yapıların birçoÄŸunun Ä°stanbul’da olduÄŸu bilinmektedir. Özellikle 2000’li yıllardan sonra hız kazanan inÅŸaat faaliyetleri sonucunda, gökdelenler ÅŸehir siluetinin vazgeçilmez bir parçası olmuÅŸtur. Ülkemizde ise 1961 yılından bu yana ‘Türkiye’nin en yüksek binası’ ünvanını kazanmış binalar bulundukları iller ve yükseklikleri ile Çizelge-1’de paylaşılmıştır [3].

1.1. Yüksek Bina Tanımı Ve Yangın ve Can GüvenliÄŸi Sorunu

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te (BYKHY) bina yüksekliÄŸi 21.50 metreden, yapı yüksekliÄŸi 30.50 metreden fazla olan yapıları “Yüksek Bina” olarak tanımlamakta, ayrıca yüksekliÄŸi 51.50 metreden fazla olan binalar ise bu tanımlamanın özel bir alt sınıfı olarak ele alın-maktadır. Yine aynı yönetmelikte, bina yüksekliÄŸi; binanın kot aldığı noktadan saçak seviyesine kadar olan mesafeyi, yapı yüksekliÄŸi ise; bodrum katlar, asma katlar ve çatı arası piyesler dahil olmak üzere, yapının inÅŸa edilen bütün katlarının toplam yüksekliÄŸi olarak tanımlanmıştır [4].

Yazının devamı için tıklayın