Yangın ve Güvenlik Dergisi 98. Sayı (Ekim 2006)

CCTVI Ancak MPEG-4 kurulum ve uygulamalarında büyük farklar bulunabilir. MPEG-4 teknolojisini, temel anlamda bakıldığında MJPEG ile aynı olan ancak MPEG-4 standartlarıyla uyum gösteren "sadece I-kare" kipinde kullanmak mümkündür. Bu durumda, iP kameralarında MPEG-4 yazsa da, elde edilen video kalitesi MJPEG'e çok benzer olacaktır. MJPEG'in sorunu; iyi kalitede video görüntü elde edebilmek için genellikle iyi bir MPEG-4 kurulumunun gerektirdiğinden, 10-30 katı kadar fazla olmak üzere, çok yüksek miktarda bant genişliğ i gerektirmektedir. Bu da bant genişliğ i ve saklama alanı üzerinde değişikliklere yol açacaktır. Kullanılacak ağ donanımı olması gerekenden en az 1 O kat daha büyük olacak ve (genellikle sistem maliyetinin en önemli bileşenlerinden biri olan) saklama alanı maliyeti de olması gerekenin en az 1 O katı kadar artabilecektir. MJPEG ile çalışan iP kameraları genellikle düşük maliyetli olsalar da, bu tür sistemlerin geri kalanı çok pahal ı olacak ve sonuçta genel sistem maliyetinin çok daha fazla oranda artacağı, iyi kalitede bir sıkıştırma teknolojisi kullanıldığında çıkacak maliyetin fazlasıyla üzerinde olacağı görülecektir. iP Sistemlerinde Analog Kameraların Kullanılması Kapalı devre televizyon sistemlerinin en pahalı ve gelişmiş ürünleri bugüne dek iP ağı üzerinden video görüntülerini sıkıştırıp yayın layacak olan verici/alıcı birimlerini ayırabilmek amacıyla birbiriyle bağlantılı standart analog kameralar kullanmayı tercih etmiştir. Bu tür birimler genellikle sıkıştırma ve ağ üzerinden yayın görevlerinde çok daha üstün işlem gücüne sahip olduklarından veri saklama ve ağdaki bant genişliğ i gibi öğelerin yaygın bir şekilde kullanılmalarında düşük maliyetli çözümler sunmaktadır. Bu yaklaşımı kullanmanın başka avantajları da bulunuyor. Kapalı devre televizyon sistemlerinde kullanılan mevcut analog kameraların yeni ağlara ve iP video görüntü sistemlerine bağlandığı, eskiyi " YANGIN ve GÜVENLİK SAYI 981 79

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=