Yangın ve Güvenlik Dergisi 91. Sayı (Kasım-Aralık 2005)

IKAPAK KONUSU edecektir. Bu çalışmalar, mevcut projemizin amacını destekleyici ve tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Mevcut projemizin üç temel bileşeninden birisi, ülkemizde "iş sağlığı ve güvenliğinin tanıtımı" böylece toplumsal duyarlılığın artırılmasıdır. Mevzuat açısından yaşanan büyük değişimlerle ilgili olarak uygulamada birtakım sıkıntıların yaşanacağını dikkate alan genel müdürlüğümüz gerek bu proje kapsamında gerekse proje haricinde kaynakları kullanarak, mevzuatın etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak, sosyal tarafları bilgilendirmek ve onlara yardımcı olmak amacıyla 2005 yılı için bir çok etkinlik düzenlemiştir. 2006 yılında da iş sağlığı ve güvenliği konularında toplumsal duyarlılığı artırmak amacıyla, sosyal tarafların da katılımı ile 10 ilde çeşitli sempozyumlar yapılması planlanmaktadır. TRT Genel Müdürlüğü ile genel müdürlüğümüz arasında kuşak yayını içerisinde her biri 15 -20 dakikalık 1Obölümlük stüdyo programı ve bir adet 3 - 4 dakikalık spot film yapımı için ortak protokol hazırlanarak imzalanmıştır. TRT programları için çalışmalar başlatılmıştır. Bu yıl 15 - 17 Kasım 2005 tarihlerinde dördüncüsü düzenlenen Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Bölgesel Konferansı, Asya ve Avrupa Ülkelerinin temsilcilerini bir araya getirerek, güvenlik kültürünün oluşumunda eğitim ve sosyal diyalogun rolü ana temaları çerçevesinde geniş katılımlı olarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, genel müdürlüğümüz ile Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ile ortaklaşa Türk Cumhuriyetleri Avrasya Platformu kurulması çalışmaları başlatılmıştır. Kurulacak olan Avrasya Platformu iV. Uluslararası Konferansı'nda "Avrasya İş Sağlığı ve Güvenliği Platformunun Güvenlik Kültürünün Oluşturulmasındaki Rolü ve Ortak Eylem Planı" konusu tartışılacaktır. Bu çalışmaların ; günümüz teknolojisi ve çalışma koşullarında iş sağlığı ve güvenl iğini sürekli iyileştirmeye, çalışanların hayat seviyesini yükseltmeye, istihdamı ve verimli çalışmayı sağlayamaya ve sonuçta çalışma barışına ve ülke ekonomisine katkı vereceği düşünülmektedir. tl:ı:ı İş sağlığı ve güvenliğinin Türkiye'de geliştirilmesi konusunda sizce kimlere, ne gibi görevler düşüyor? iş sağlığı ve güvenliğinin Türkiye'de geliştirilmesi konusunda öncelikle genel müdürlüğümüze çok önemli görevler düşmektedir. Ancak tüm uluslararası kuru luşlarca da kabul edildiği gibi bu konuda başarıya ulaşmak için tüm sosyal tarafların ve diğer ilgililerin katılımının sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle ülkemizin büyük bir ivme ile sanayileşme yolunda ilerlemekte olduğu bu süreçte, iş sağlığı ve güvenliğinin tüm topluma mal edilmesi ve sorunların sosyal tarafların mutabakatı ile çözümlenebilmesi, çalışanların sağlık ve sosyal refahlarının temini için sekizinci beş yıllık kalkınma planı ve ILO'nun 155 sayılı sözleşmesi gereği Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi kurulmuştur. İlgili tüm resmi kurum ve kuruluşların yanı sıra işçi ve işveren sendikaları, kamu sendikaları, meslek odaları , üniversite ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşan ulusal konseyden beklentilerimiz, bütün tarafların uzlaşarak, iş sağlığı ve güvenliğinde ihtiyaç, öncelik, politika ve stratejilerin belirlenmesinde bakanlığımızı yönlendiren öneriler geliştirmesi ile ardından topyekun bir hareketle belirlenen hedeflere ulaşmada güç birliğinin yapılmasıdır. Önümüzdeki dönemde koniş sağlığı ve güvenliğinin Türkiye'de geliştiri lmesi konusunda öncelikle genel müdürlüğümüze çok önemli görevler düşmektedir. Ancak tüm uluslararası kuruluşlarca da kabul edildiği gibi bu konuda başarıya ulaşmak için tüm sosyal tarafların ve diğer ilgililerin katılımının sağlanması gerekmektedir. 60 IYANGIN ve GÜVENLİK SAYI 91 seyin veya konsey tarafından oluşturulacak çalışma gruplarının görev tanımlarının yapılarak, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm aktörlerin daha etkin rol oynayacağını söylemek mümkün. İş sağlığı ve güven l iğinin Türkiye'de geliştirilmesi konusunda başarıya ulaşmak için tüm sosyal tarafların ve diğer ilgililerin katılımının sağlanması gerekmektedir. tl:ı:ı Hem yasal hem de sosyal boyutta Türkiye'deki "güvenlik kültürü"nü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilindiği üzere sağlık ve güvenlik sosyal gelişmenin en temel iki öğesidir. Kişilerin kendi sağlıklarını koruma ve geliştirme, güvenliklerine önem verme bilincine erişmeleri ve sağlığın tüm yaşam boyunca sürekliliğinin sağlanması ile arzu edilen sosyal gelişme temin edilebilecektir. Danışma, bilgilendirme, katı lımı sağlama, birlikte çalışma gibi sosyal diyalog vasıtalarını kullanarak sağlıklı, motivasyonu yüksek, üretken ve güvenlik kültürü bilincine erişmiş bir işgücü oluşturmak ülkelerin sosyal ve ekonomik geleceği açısından en önemli unsurdur. Bununla birlikte, güvenlik kültürü ülkemizde yakın zamana kadar bilinmeyen bir kavramdı. İşyerlerinde çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliğini teftiş amaçlı bir yasal zorunluluk olarak görüyorlardı. Bu bakış açısıyla yaklaşıldığında birçok sorunla karşılaşıldığı açıkça görülmüştür. Güvenlik kültürü; hükümet, işveren ve işçilerin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasında aktif olarak yer aldıkları bir anlayıştır. Genel Müdürlük olarak hedefimiz çalışma hayatında ve toplumda ortak bir "güvenlik kültürü"nün oluşturulmas ı ve sağlıklı ve güvenli davranışın bir alışkanlık haline getirilmesidir. Küçük yaşlardan itibaren iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim ve duyarlılığın artırılması sağlanmalıdır. Güvenlik kültürünün oluşturulması amacıyla illerde düzenlenecek olan ve sosyal tarafların temsilcilerini bilgilendirmeyi ve duyarlılığını artırmayı amaçlayan seminerler dizisi bu alanda örnek bir çalışma olacaktır.■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=