32 'GÜNCEL da kaçırdığı yönünde geliştiğini belirterek şöyle devam etti: "Türk toplumunda yenilikçilik ve yaratıcılık zayıftır. Bu nedenle proje yönetme potansiyeli gelişmemiştir. Sadece KOBİ'ler değil büyük küçük bütün işletmeler, kamu yönetimleri, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerimiz, araştırma kurumlarımız, gençlerimiz ve yaşlılarımız böyledir. Gerçekten böyleysek o zaman biz, yönünü kaybetmiş bir toplumuz." Sönmez, bakış açısının yanlışlığına değinerek şunları ekledi: "Proje, sorunu sorgulamak ve çözmek içindir. Aşılacak tek problem, sorunları AB yaklaşımlarına göre tanımlamak, çözümü AB mantığıyla üretmektir. Çünkü AB masasında sorun olarak kabul edilen pek çok şey bizde sorun değil; bunun tam tersi de söz konusu. O zaman şunu yapmak gerekir: Sorun tespit etmek için kendimizi değil, AB'yi ölçü alacağız. AB Türkiye'de neyi sorun görüyorsa, bizim de sorunumuz o olacak. Bizim sorun olarak tespit ettiğimiz konuya sıra ne zaman gelir belli değil." dedi. Türkiye'de asıl proje yapamayanın kamu olduğunu, sivil toplumun, özellikle de KOBİ'lerin bu noktada proje yapabilecek potansiyele sahip olduğunu belirten Sönmez, yine de kendilerindeki bu potansiyelin bilincinde olmadıklarını bu konuda danışman firmalardan proje hazırlama konusunda destek almalarının önemli olduğunu ekledi. TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Bilgi Ekonomisi Danışmanı Dr. Özgür Uçkan ise, KOBİ"lerin desteklenmesinin önemi üzerine bir konuşma yaptı. KOBİ' lerin tek tek küresel marka olmasının beklenemeyeceğini, ama çok sayıda KOBİ' nin de özellikle organik tarımda aslında çok iyi yerlere ulaşabilecekken yapamadık larını belirten Uçkan: "Artık dış ticaretin bilgi ekonomisi olduğu gerçeğini kavramak zorundayız. Bazıları vücut işgücüyle, dolayısıyla maliyetleri düşürerek rekabet eder, bazısı çok iyi hizmet vererek rekabet eder, bazısı tasarımla ve bilgi yoğunluklu inovasyonla, Ar-Ge ile rekabet eder. Buna baktığımızda vücut işgücüyle rekabet eden ülkelerin gelirseviyesi bin doları geçmezken, çok iyi servis veren ülkelerdeki rakam 7-8 bin Dolar civarındadır. Diğer ülkelerde ise 30 bin Dolarlardan söz edilir. Dolayısıyla burada artık nereye varmamız gerektiği çok açık; KOBİ'lerimizin doğru politikalar uyarınca AB platformunu bir şans olarak değerlendirmesi , buna entegre olması gerekiyor" diye konuştu. Uçkan konuşmasında KOBİ'lerin desteklenmesinin ülke ekonomisinde oldukça önemli olduğunu dile getirerek, "Tayler'ın küçük işletmeler için Avrupa şartı son derece önemli. Burada önce küçüğü korumaya yönelik bir düzen var. Bu çok önemli. Çünkü siz ne kadar küçüğü koruyup, onu etkin kılarsanız ekonominizi, dolayısıyla da küresel pazarda aldığınız Dr. Ozgür Uçkan: 11 KOBİ AB'de bir aragüce sahiptir. AB'nin fark yarattığı alanlardan bir tanesi budur. Bu aragüç, ister internet üzerinde, ister ofis ortamında olabilir; her yerde kullanabilirsiniz. Bu ara güçleri yaratmak öncelikle devletin işidir. Fakat bunları araştırmak ve yaygınlaştırmak sektörlerin, bizim gibi kuruluşların görevidir.11 IYANGIN ve GÜVENLiK SAYI 90 payı o kadar büyütürsünüz." dedi. AB' den destek alındığı halde bundan efektif şekilde yararlanılamadığına dikkat çeken Uçkan, bunun ana sebebini belirli bir politika olmaması olarak gösterdi. Uçkan, KOBİ'nin AB'de bir aragüce sahip olduğunu, AB'nin fark yarattığı alanlar-dan bir tanesinin de bu olduğuna dikkat çekti. Özellikle, KOBİ'lerin danışmanlık firmalarından destek alma konusunda AB'den yardım isteyebileceklerine değinen Uçkan, Türkiye'de bu konudaki danışmanlık firma sayısının azlığına ve bunun bir dezavantaj olduğuna dikkat çekti. İktisadi Kalkınma ve Sosyal Atılım Derneği İKTİSAD'tan Mustafa Mermeroğlu ise, "AB Bölgesel Kalkınma Programları" başlığı altında yaptığı konuşmasında, İKTİSAD olarak çok yeni kurulmuş bir dernek olmakla beraber, özellikle AB kalkınma programlarının çağrılarının gelmesiyle birlikte Türkiye'yi il il dolaşıp, bölgelerdeki gerek KOBİ'leri gerekse yerel yönetimleri bu programlar hakkında bilgilendirip projelerin nasıl hazırlanması gerektiği konusunda eğ itimler verdiklerini belirtti. Özellikle Anadolu'da proje hazırlama konusunda ciddi sıkıntılar yaşadıklarını dile getiren Mermeroğlu, bu konuda ciddi bir destek gerektiğine dikkat çekti. Türkiye'nin 2005 ve 2007 yılları arasında 1 milyar 50 milyon Avro'luk mali yardım alacağın ı belirten Mermeroğlu, bazı KOBİ'lerin henüz altyapısı bile olmadığını ve henüz proje hazırlamaktan çok uzak hatta bundan korktuklarını belirterek, yerel yönetimlerin de farklı olmadığının altını çizdi.■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=