Yangın ve Güvenlik Dergisi 84. Sayı (Ocak-Şubat 2005)

IMAKALE a. Bakanlık, kurum ve kuruluşlar afet planlarında yer alacak olan kendilerine ait kaynakları en doğru şekilde saptamak ve istendiği takdirde doğru bilgiler vermekten sorumludurlar. b. İl ve ilçelerdeki askeri ve sivil kamu kurum ve kuruluşları planlama çalışmalarında birbirleri ile iletişim ve koordinasyon halinde bulunmalıdırlar. c. Afetler acil yardım planları hazırlanırken bu planların sivil savunmaya ilişkin planlarla koordineli olmasına dikkat edilmelidir. Yönetmelikte etkin bir afet planlaması için gerekli olan kurumlar arası ve yerel düzeyde koordinasyonun sağlanması öngörülmektedir. Afet planlamas ı nda göz önünde bulundurulması gereken faraziyeler yönetmeliğin 11 . maddesinde 18 ayrı madde halinde sıralanmaktadır. Söz konusu maddede olası bir afetin o bölgede geçmiş yıllarda meydana gelmiş afetlerden daha büyük ve kapsamlı olabileceğinin öngörülmesinden afet bölgesinde yağmacılık teşebbüslerinin olabileceğine kadar, bir afet sırasında karşılaş ılabilecek hemen hemen tüm olumsuzluklar göz önünde bulundurularak afet planlamasının yapılması öngörülmektedir. Kan ı mızca bir afet planlaması, bu olasılıkların tümü dikkate alınarak yapılır, yeterli araç-gereç ve insan gücü aracılığıyla etkin bir şekilde uygulanırsa, afetlerde karşı l aş ıl abilecek sorunlar minimum düzeye inecektir. Yönetmeliğin "Planlama temel esasları"nın yer aldığı 12. maddesinde acil yardım planlaması temel esasları 18 ayrı madde halinde sı ralanmaktadır. Söz konusu temel esasların başlıcaları şunlardır: a. Resmi kurum ve kuruluşlar ile tüzel ve gerçek kişilerin afet s ırası nda kendilerine verilen görevleri öncelikle yapma ve afet komitelerince kendilerinden talep edilen her türlü ekipmanı zamanında verme zorunluluğu bulunmaktadır. b. İl/i lçe acil yardım planları hazırlanı rken ilde/ilçede meydana gelebilecek en ağır şartlar göz önünde bulundurulmal ıd ı r. c. Afet plan larında kurtarma ve ilkyardım faal iyetlerine katılacak hizmet gruplarının oluşturulması, görevleri, çalışYANGIN ve GÜVENLİK SAYI 84 78 ma esasları, yetki ve sorumlulukları açık ve kesin ifadelerle belirtilmelidir. d. Her hizmet grubu ilgili diğer hizmet gruplarıyla koordinasyon ve işbirliği içinde olmalıdır. e. Son olarak il ve ilçe düzeyinde hazırlanan planların kapsamı ve oluşumu planlama temel esaslarına göre düzenlenmekle beraber, planlara yerel koşullar ve ihtiyaçlara göre eklemeler yapılabilir. Planlamanın etkin olabilmesi konu ile ilgili bütün bilgilerin doğru şekilde toplanması ile mümkündür. Yönetmeliğin 13. maddesi afet planlamas ı için gereken bilgilerin toplanmasını düzenlemektedir. Bu kapsamda köy ve mahalleler, il ve ilçe merkezleri ile bölgede etkin olan afetler ile ilgili hangi bilgilerin nasıl toplanacağı ayrıntılı şekilde belirtilmektedir. 4. Afetin Önceden Bilinmesi Ve Erken Uyarı F. H. Norris'in belirttiğine göre; her birey yaşamı boyunca en az bir doğal afetle karşılaşmaktadır [22]. Schramm'a [7] göre bir bireyin deprem nedeniyle bir yıl içinde ölme o lasıl ığı 1/23.000'dir. Bu oranlar bireyler açısından afet riskinin ne derece yüksek olduğunu göstermektedir. Belirtilen oranlar ile doğal ve insan kaynaklı afetlerin tümü göz önünde bulundurulduğunda afet riskinin gerek bireyler gerekse ülkeler açısından çok yüksek bir düzeyde olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Afet riskinin çok yüksek olması afetlerin önceden bilinmesi ile ilgili çal ışmaların önemini a rtırmaktadır. Çünkü, özellikle doğal afetlerin büyük bir çoğunluğu meydana gelmesinin önlenemeyeceği, kaçınılmaz olaylardır. Bu durumda, bir afetin meydana gelmesi önlenemiyorsa, atılması gereken adımların en önemlilerinden biri, söz konusu afetin meydana gelmeden önce bilinmesidir. Zira, afetlerde can ve mal kayıplarının azaltılması için saniyelerin bile çok önemli olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla geliştirilecek bir erken uyarı sistemi ile afetin meydana geleceği bölgede yaşayan insan toplulukları daha güvenli yerlere taşınabilir [23]. Gerek doğal gerekse insan kaynaklı afetlerin büyük çoğu nluğu, önceden bilinmesinin mümkün olduğu olaylardır. Özellikle doğal afetlerden hortumlar, kasırgalar, sismik deniz dalgaları, seller ve çığlar yeterli teknik donanım, bilgi ve elemanın bulunduğu bölgelerde meydana gelmeden çok önce belirtilerinden bilinebilir ve erken uyarı sistemleri sayesinde bölge insanlarının söz konusu afetlerden en alt düzeyde zarar görmeleri sağlanabilir. Volkan patlamaları , tahrip edici hava hareketleri ve seller gibi afetlerin önceden bilinmesi çalışmaları "Doğal Afet Zararlarının Azaltılması Uluslararası 1 O Yılı" Bilimsel ve Teknik Komitesinin 1990'11 yıllardaki çal ışmalarının ana temalarından biri olmuştur [24]. Yıkıcı bir depremin önceden haber alın ıp belirlenmesi sık sık tahrip edici, şiddetli depremlerle sarsılan bölgelerde oturan bütün insanlar tarafından arzu edilmektedir. Depremlerin önceden bilinmesi konusunda yapılan bilimsel çal ışmalar XX. yüzyı lın ikinci yarısından sonra gelişen modern sismoloji bilimine paralel olarak gelişmiştir. Konu ile ilgili ilk ciddi çal ış-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=