arası bencilliğe dayanan rekabetin çarpıklıklara yol açtığına da değiniyor ve şöyle devam ediyor: "Türkiye'de bir 'ben biliyorum masası' var, yanılgımız da burada zaten. Bugün hiç kimsenin, bir kurumun fiili olarak yaptığı işi okurum kadar bilmesi mümkün değildir. 2002 yılında çıkan yönetmeliğin içinde bizim sesimiz yok. Sıkıntılar da buradan geliyor. Çünkü o dumanın içinde boğuşan o alevin içinde kalan insan, o ortamı en iyi bilen insandır. O insan, herhangi bir yönetmelikteki şartların uygulamada yerine getirilip getirilemeyeceğini ve buna ek olarak, o şartların hangisinin iyi, hangisinin kötü olduğunu bilen insandır. En son yaşadığımız, İncesu'daki LPG patlaması olayı var. Bunu biz itfaiyeciler olarak defalarca söyledik. Sanayi Bakanlığı'na, Türk Standartları Enstitüsü'ne ilettik, 5 metrelik mesafede burada bir olay olursa siz insanların ne canını, ne de malını kurtarabilirsiniz, dedik. Türkiye'de bir yanlış daha var, biz her şeyi kağıt üzerinde formaliteye bağl ıyoruz. Oraya giden görevli yönetmelikte bulunan 5 metre mesafeyi gördüğü zaman olumlu rapor veriyor. Parlamanın ve patlamanın en kritik meydana geleceği nokta, yönetmelikte 7,5 metre olarak belirtilmiş. Bir istasyonun üstünde düğün salonu olmaz. Akaryakıt olsun, LPG istasyonu olsun buraya bir düğün salonu açılamaz. Ama üzerinde oluşu ile yönetmeliğe konuluşu arasında bir fark yok, tankın üzerinde olmasın ama hemen 5 metre yan tarafında olsun deniliyor. Böyle olunca da orada görev yapan itfaiyecinin eli kolu bağlanmış oluyor. Sonuç olarak bu yönetmeliğin hazırlanmasında yangınla mücadele konusunda deneyimli insanların fikirleri de alınırsa daha etkili çalışmalar ortaya çıkar. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak 1997 yılında çıkardığımız, bu konuyla ilgili ilk yönet-melikle, 3200 m2 bir alan esas alınmıştı. İki otogaz arası 600 metre, bir otogazla yerleşim yeri arasındaki mesafe de 300 metre civarında belirlenmişti. Tüm bu yönetmelikler Sanayi Bakanlığı ve Türk Standartları tarafından askıya alınarak kaldırıldı. Bizim görüşümüz alınmadan gerçek olayların içinde olmayan insanların, sadece yönetmelik yapmak maksadıyla yaptıkları yönetmelikler, uygulaitfaiyeciler birliği tarafından 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e Baş itfaiyeci ünvanı verilmi ti. Kurutuz, Yangın sektöründeki gelişmeleri Yangı n ve Güvenlik Dergisi ile takip ediyor. mada bizim önümüze engel olarak çıkmaktadır. Bunun aşılması için, Türkiye'de bu alanda mücadelede, ne kadar sivil örgüt, üniversite, itfaiye, bu alanda kendini yetiştirmiş uzman varsa bir araya gelip bu konuları birlikte değerlendirip birlikte karara bağlamalıyız ki bu tip sorunlar yaşanmasın." Türkiye İtfaiyeciler Birliği çalışıyor Son yıllarda Türkiye İtfaiyeciler Birliği sayesinde tüm itfaiyecilerin içi içe olabildiklerine ve birlik görevlilerinin tüm Türkiye itfaiyelerini gezerek eksiklikleri belirleyerek, bu eksikleri gidermeye çalıştıklarına değiniyor Faruk Kuruluz. Deneyimli Daire Başkanı , Türkiye İtfaiyeciler Birliği'nin ülke itfaiyesinin gelişmesi açısından çok önemli görevler üstlendiğini ve bu görevleri yerine getirmek için çalışmalarını sürdüreceğini de eklemeden geçemiyor. İtfaiyeci işini sevmeli Bir itfaiyeci öncelikle sağlıklı bir insan olmalıd ı r diyor Kuruluz, mesleğini sevmeyi LPG Patlamasının Sonu~ları Daha Kötü Olabilirdi LPG patlamasın ı yönetmeliklerdeki eksikliklere bağlıyor, Faruk Kuruluz. Kurutuz'un bu konudaki açıklamaları gerçekten tüyler ürpertici: "Şu anda Ankara'da 170 civarında LPG istasyonu var ve bunların her biri de 20 tonluk olarak düşünülürse ne kadar önemli bir konu olduğunu daha iyi görürüz. Ama ne kadar acıdır ki, bu LPG istasyonlarının hiçbiri yeterli güvenlik koşullarını taşımıyor. lncesu'daki LPG istasyonundaki patlama, tankerden tanka gaz transferi sonucu meydana gelen gaz kaçağı sonucunda ortaya çıkmıştır. Burada üzerinde düşünülmesi gereken birçok konu var. Orada kullanılan hortumun kalitesi , bağlantı başlıklarının rekorlarının kalitesi ve bu bağlantıyı yapan insanın bu konudaki bilgi düzeyi bu tip olaylarda etkili unsurlardır. Bu konuda, bir an önce düzeltilmesi gereken bir yanlış yapılmaktadır. Bu konuda eğitim almış insanlarımız bile yanılıyorlar. Otogaz istasyonlarında ya da LPG'li tesislerde insanlar sadece tesisin sisteminden kaynaklanabilecek, yangın parlama ve patlama riskini düşünüyorlar. LPG istasyonlarının yetkilileri çoğu zaman teknolojiyle bağlantı yaparak tehlikenin sıfır olduğunu söylerler. Derler ki; tanka otomatik devre koydum bir gaz kaçağı olduğu zaman otomatik olarak kesilir. Ama gelin görün ki son olan olayda gaz kaçağı kesilmedi, faciadan birkaç gün sonra bile gaz kaçağı devam ediyordu. Sistemin kendisinde bir patlaman ı n olabileceğini düşünmediler ve yine yanıldılar. O istasyona gaz aktarımını yapan tankerde meydana gelecek bir yangın başlangıcı birinci tehlikedir. ikinci tehlike, tankerlet tank arasında gaz akımını sağlayan bağlantı hortumunun bağlantı ağızlarından herhangi bir şekilde sızacak, kaçacak gazın parlaması ve patlamasıdır. Bunların hiçbirinin sistemle ilgisi yok. Üçüncüsü, orada Şu anda Ankara'da 170 civarında LPG istasyonu var ve bunların her biri de 20 tonluk olarak düşünülürse ne kadar önemli bir konu olduğunu daha iyi görürüz. Ama ne kadar acıdır ki, bu LPG istasyonlarının hiçbiri yeterli güvenlik koşullarını taşımıyor. ikmal yapan araçların birbirine çarpması sonucu meydana gelecek yangın ve patlamadır. Dördüncü neden de, deprem gibi tankı yerinden oynatarak bağlantıların kopması sırasında gazın bir yerden parlayarak patlaması sonucu yanmaya dönüşmesidir. Bunların hepsi sistemin dışında yanmaya neden olabilecek nedenlerdir. lncesu'daki LPG istasyonunda meydana gelen patlamada, sızan gazın bir kıvılcımla buluşma sürecinin kısa oluşu can kaybına neden olan faktörleri azaltmıştır. Gaz yayımı birkaç dakika devam etseydi, o binanın altında bulunan tamirhaneler ve depolar da gazla dolacaktı. Bu gazın infilakıyla da, bu olay altı kişinin ölümüyle değil düğün salonundaki insanların tamamının yok olmasıyla sonuçlanacaktı. Bu nedenle ne kadar şükretsek azdır." Yangın ve Güvenlik il Sayı 72 Temmuz-Ağustos 2003
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=