Agenda Az katlı ya da orta yükseklikteki yapılar ise genellikle her türlü temel zemini üzerine gerektiği kadar özen gösterilmeden inşa edilebilmiştir. Projelendirme aşamasında yüksek oranda inşaat mühendisliği hizmeti almaktadır. Bu yapıların, az katlı yapılar gibi sadece kalfalar eliyle inşa edilmesinin mümkün olmadığı bilinmektedir. Yüksek yapılar yapım aşamalarında da ciddi bir mühendislik hizmeti almaktadır ve yapı mında kaliteli malzeme kullanılmaktadır. Gerek planda, gerekse kesitte oldukça basit geometrilerde oluşturulmakta ve bu durum yapı taşıyıcı sistemin in düşey ve özellikle yatay yükler altındaki davranışının gerçeğe yakın bir biçimde kestirilmesi olanağını doğurmaktadır." Panelde, yüksek yapılarda mekanik sistem dizaynı ve fonsiyonları hakkındaki bilgileri ise Erdinç Boz verdi. Türkiye'nin 1. dereceden deprem kuşağı nda yer aldığının altını çizen Boz, doğal şartlar gözönünde tutularak, yapının statiğinde olduğu gibi, mekanik tes i satın kurul masında da bir takım önlemlerin alınması gerektiğini söyledi. Türkiye'de yapı kod ve standartları bulunmadığından, mekanik tesisat tasarı mı nda ve uygu lamasında sismik korumanın, Körfez Depremine kadar dikkate al ınmayan bir konu olduğunu belirten Boz, ancak bu felaketten sonra konunun daha önem kazanarak, uygulamaların yaygınlaştığını ifade etti. Mekanik tesisatın tasarımında ve sismik korunmasında, özellikle yüksek yapılarda Richter ölçeğine göre 7 ve üzerindeki büyük depremlere koruma amaçlanamayacağı nı belirten Boz, böyle depremlerde binanın kend isinde tahribat meydana geleceğinden, sonuçta sistemlerin sökülüp yenilenmesi gerektiğini belirtti. Mekanik tesisat cihazlarının montajında sismik korumadan da bahseden Boz, sismi~ koruma için öncelikle mühendisin karar vermesi gereken bir dizi konu olduğunu söylerken, sismik sınırlayıcılar hakkında da bilgi verdi. Erdinç Boz'un ardından söz alan Prof. Dr. Abdurahman Kılıç da yüksek binalarda yangın riski ve güvenliği konusunda bilgi verdi. Prof. Kılıç, yaşanmış yüksek bina yangınlarından örnekler vererek detaylandığrdığı sunumunda, "Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik"in konuyla ilgili bölümlerini aktardı. Kılıç, yüksek yapılarda yangın risklerinin nedenlerini; farklı kullanım amaçlı hacimlerin bir arada bulunması (otopark, çarşı, mutfak, tesisat daireleri vs.), insan sayısın ın fazla olması nedeniyle kurtarma ve tahliyenin zorlaşması, yükseklik nedeniyle kurtarma ve söndürme personelinin ulaşım ve personel değişi min i n zor olması , yükseklik boyunca yangın ve duman yayılımının hızlı olması, dışardan itfaiye merdiveni ile ulaşımın mümkün olmaması, yüksek basınçlı su gerekmesi ve sabotajlarda toplumda ses getiren binalar olmaları şeklinde sı raladı. Yüksek binalarda yangın çıkış riskinin önlenmesinin eğitim, denetim ve tatbikat ile mümkün olacağını kaydeden Kılıç ayrıca, yüksek binalarda alınması gereken önlemler hakkında da bilgi vererek; yapısal önlemler alan yangın zonlaması (bölümlendirme, yalıtım vs.), malzeme (yapı, tesisat, yalıtım, dekorasyon) b inanın tahliyesi, yangın merdivenleri, asansörler, çıkışlar, kapılar konusuna değindi. Panelde, yüksek yapılar ve entegre acil durum yönetim sistemi konusunda da Doç. Dr. Sinan Mert Şener açıklamalarda bulundu. Şener, acil duru mların temel özelliklerinin tehlikeli olmaları ve tehlike yaratmaları, ani olarak ortaya çı kmaları ve hızlı gelişim göstermeleri ile karmaşık nitelikli bir yapıya sahip olmaları olarak özetlerken, entegre acil durum yönetimi ilkelerinin yüksek yapılar için de gerekli bir unsur olduğunu belirtti. Şener, Türkiye'de "afet yönetim" kavramı ile dar bir bakış açısı ile değerlend irilen "acil durumlar"ın, afet dışı yönetimsel planları da kapsaması gerektiğini belirtti. Yangın ve Güvenlik m Sayı 68 Ocak-Şubat 2003 --------------
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=