51 YANGIN VE GÜVENLİK • EYLÜL - EKİM / 2025 MAKALE ve uygulama baskıları, teknik doğruların ve mühendislik sorumluluklarının önüne geçer. Oysa sismik koruma, yalnızca yapılması “istenirse yapılan” bir detay değil, afet anında sistemin var olup olmayacağını belirleyen hayati bir bileşendir. 4. Denetim Eksikliği ve Yaptırım Yokluğu Türkiye’de yangın tesisatlarının sismik olarak desteklenip desteklenmediği, ne yazık ki denetim süreçlerinde sistematik biçimde sorgulanmamaktadır. Bu denetim boşluğu birkaç düzeyde kendini gösterir: • Belediyeler ve yapı denetim firmaları, projelerdeki sismik askılama ve destekleme detaylarını çoğunlukla göz ardı eder. • İtfaiye raporları, çoğu zaman yalnızca şematik yerleşimlere ve hidrolik kapasiteye odaklanır; mekanik stabiliteye dair hiçbir denetim uygulanmaz. • Projede sismik detaylar eksik veya hatalı olsa bile, bu durumdan dolayı hiçbir idari veya teknik yaptırım uygulanmaz. • En önemlisi, Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018) ile yangın yönetmeliği arasında olması gereken entegrasyon denetimlerde dikkate alınmaz. Bu durum, sahada “yapmasan da kimse sormaz” anlayışını besler. Sonuç olarak, sismik koruma uygulanmaması bir tercih değil, bir alışkanlık haline gelir. Oysa afet anında çalışabilirlik, yalnızca sistemin varlığına değil, sağlam biçimde yerinde durmasına da bağlıdır. Bu nedenle denetim zincirindeki bu boşluk, mühendislikten daha çok idari bir zaafiyet olarak değerlendirilmelidir. 5. Sektörel Derneklerin Sessizliği ve Bilgi Üretmemesi Türkiye’de yangın sistemlerinde sismik korumaya yönelik teknik yaklaşım eksikliği, yalnızca bireysel sorumsuzluklardan değil; aynı zamanda kurumsal, sektörel ve ürün odaklı yönlendirmelerin dağınıklığından kaynaklanmaktadır. Meslek odaları, teknik dernekler, vakıflar, federasyonlar, cemiyetler ve kamu otoriteleri, sismik koruma konusunda birbirinden farklı, hatta zaman zaman çelişen yaklaşımlar sergilemektedir. Bu durum; özellikle mekanik tesisat sistemlerinin depreme karşı korunması ile ilgili yönetmelik yorumlarında çok seslilik ve belirsizlik yaratmaktadır. Öne çıkan temel sorunlar şunlardır: • Yangın sistemlerinde sismik koruma, birçok kuruluş tarafından disiplinler arası bir konu olarak sahiplenilmez. Sonuç olarak, yayınlar yetersiz, uygulama rehberleri eksik ve saha denetimi neredeyse yoktur. • Bu konular zaman zaman dile getirilse bile, uygulayıcıya yönelik sade, adım adım teknik çözüm sunan belgeler yayımlanmaz. • Eğitim ve sempozyumlarda “yangın sistemlerinin afet sonrası çalışabilirliği”, “sismik askılama ilkeleri”, veya “yapısal olmayan elemanların korunması” gibi konular gündem dışı bırakılır. Buna ek olarak, sismik koruma ürünleri sağlayan firmaların sektördeki etkisi, dikkat çekici bir başka problem alanını oluşturur: • Bazı firmalar, yönetmelik ve standartlara göre tasarım yapmaktan ziyade, kendi ürünlerini öne çıkararak çözüm üretmektedir. • Kullanılan ürünlerin TBDY, NFPA 13 veya FM DS 2-8 gibi standartlara tam olarak uygun olmaması, • CE, UL, FM gibi uluslararası geçerli sertifikaların olmaması veya yarı sertifikalı olması, • Ve en önemlisi, uygulama detaylarının hatalı projelendirilmesi, sahada işlevini yerine getirmeyen sismik sistemlere neden olmaktadır. Oysa Japonya, ABD, Kanada gibi ülkelerde, yangın güvenliği organizasyonları: • Sismik bütünlüğü öncelikli konulardan biri olarak işler, • Deprem sırasında sistemin devrede kalmasını esas alan rehberler yayımlar, • Ve sektörle birlikte standart-ürün-eğitim üçgeni kurarak kaliteyi garanti altına alır. Türkiye’de ise bu kurumsal sessizlik ve sektörel dağınıklık, yalnızca uygulama hatalarına değil, aynı zamanda hayat kurtarma zincirinin zayıflamasına neden olmaktadır. Standartsız ürünler, eksik eğitim ve rehbersiz uygulamalar, afet anında sistemin tamamen devre dışı kalmasına yol açabilir. MEVZUATA GÖRE SISMIK KORUMA ZORUNLULUĞU Aşağıdaki üç ana mevzuat, yangın tesisatlarında sismik korumayı açıkça zorunlu kılmaktadır: 1. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018) Resmî Gazete’nin 18 Mart 2018 tarihli ve 30364 Sayılı Mükerrer sayısında, “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” yayınlandı ve 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir [1].
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=