Yangın ve Güvenlik Dergisi 231. Sayı (Mayıs-Haziran 2022)
43 YANGIN ve GÜVENLİK • Mayıs-Haziran / 2022 ÇEVİRİ kaynağını da beraberinde getirir [17]. Daha 2011 yılı başlarında, atık tesislerinde yangınların çevresel etkisini en aza indirgemek için risk azaltma faa- liyetleri ortaya koyuldu [2]. Stenis ve Hogland'ın (2011) tavsiyeleri bir dereceye kadar kabul görse de tam olarak uygulanmamıştır. İsveç'te, farklı atık tesisleri için gerekli şartlar farklı belediyeler veya bölgeler arasında farklı- lık gösterebilmektedir. Ulusal bir atık işleme şartnamesi oluşturmak için ilgi olsa da, mevcut durum ve koşullar önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Bu ise tam olarak, aynı çözümlerin ve aynı ayrıntılı şartnamelerin her yerde uygulanamayacağı anlamına gelmektedir. Son zaman- larda, İsveç Atık Yönetimi Derneği (Avfall Sverige), atık endüstrisi için güvenlik önerileri geliştirmek amacıyla, atık tesisleri için ortak olduğu ifade edilebilecek ve daha sonra ortak kılavuz olarak kullanılabilecek, iki proje başlatmış ve finanse etmiştir [18, 19] . Atık tesislerinde yangınların çevresel etkilerine dair bilinen tarihsel kanıtlar ve atık depolama büyüklüklerinin gelecekte önemli ölçüde azalmasının muhtemel olmadığı gerçeği göz önüne alındığında, atıklardaki yangınlarla ilgili zorlukların değerlendirilmesi için, İsveç'te kesinlikle, potansiyel olarak da küresel ölçekte, açık ve acil bir ihtiyaç olduğu görülmektedir. Atık tesislerinde yangınlarla ilgili risklere ilişkin artan farkındalık, Norveç bağlamında benzer sorunların tespit edilip edilemeyeceğini belirlemek için, Norveç'te bir projenin geliştirilmesine sebep olmuştur [20]. Bu makale, yukarıda belirtilen projelerden İsveç ve Nor- veç atık endüstrisindeki yangınlarla ilgili bir araştırmayı, anketlere, görüşmelere ve ulusal istatistikleri esas alan bir çalışmaya dayalı olarak, atıklardaki yangın sorununu ele almak için eylem önerileriyle birlikte sunmaktadır. 2. ÖRNEK YANGINLAR Atık tesislerinde yangınlar yaygındır, söndürülmesi çok zor olabilir ve ciddi çevresel etkileri olabilir. Bu bölümde, biri Norveç'ten ve diğeri İsveç'ten olmak üzere bu konu- lardan bazılarını tanımlayan iki örnek verilmiştir. Kayda değer bir yangın 2014 yılında Norveç'in Re belediyesinde meydana geldi. Yangının, 1.230.000 kg çevre güvenliği bakımından işlem görmüş elektrikli ve elektronik atık içeren bir yığında kendi kendine tutuşmayla başladığı tahmin edilmektedir. Söndürme çalışması, hem su hem de köpük kullanılarak 36 saat sürmüştür. Söndürmede kullanılan suyunun büyük bir kısmı tesisin kanalizasyon sistemi vası- tasıyla yakındaki küçük bir dereye boşaltılmıştır. Köpüğün boşaltılmasının derede oksijen tükenmesine ve suyun akış yönünde, suda yaşayan hayvanlar üzerinde, akut toksik etki sınırının çok üzerindeki seviyelerde, örnek olarak metal kirleticiler getirdiğine, balık ölümlerine neden olduğu düşünülmektedir. Bu olaydan sonra, birkaç çiftçinin, köpük ile kontamine olmuş su ile sulama nedeniyle mahsullerinin tamamını veya bir kısmı zarar görmüştür[20]. İsveç'ten bir örnek, Eylül 2016'da meydana gelen ve alarmın “bağımsız bir konteynerde küçük bir yangın” dediği bir yangındır, ancak yangın ve kurtarma ekibi bölgeye ulaştığında, yangın bina ve evlerde kullanılan malzemelerin olduğu 2700 m²’lik geniş bir alanın üçte birine yayılmıştı. “Başlangıçtaki” yangın, personelin sön- düremeyeceği kadar büyüktü ve yangın hızla gelişti. Tüm alan, birkaç farklı depolama yığını içeren, toplam 11.300 m² lik bir depolama alanıydı. Yangına maruz kalan yüzey alanı 4000 m² olduğunda, amaç yangının sürekli yayıl- masını, örneğin yanıcı malzemelerin bulunduğu yandaki mağazaya, önlemekti. Kullanılan taktikler, kontrol edil- mesi zor olan orman yangınlarında benzeri olduğu gibi yangının yayılmasını önlemek üzerineydi. Sonunda bu başarıldığında, yanan yığınların üzeri kumla kapatılarak yangın söndürüldü. Söndürme çalışmasında toplam 200 kişi görev aldı ve 6.000.000 kg atık (plastiklerin yanı sıra kâğıt, ahşap paletler ve kırılmış odun) yaklaşık 7.000.000 kg kum ve 1.000.000 kg alçı ile kaplandı [21]. 3. YANGININ ÇEVREYE OLAN ETKISI Yangınların çevre üzerinde etkileyici ve kalıcı olumsuz etkilere neden olabileceği gerçeğinin farkına varılması, son 25 yılda çok sayıda yüksek etkili meydana getiren olayın meydana gelmesinden bu yana artmıştır [22,23]. Gele- neksel olarak, yangınların çevresel etkilerinin tartışılması, yangınların havaya, suya ve toprağa yayabileceği emis- yonlar üzerine odaklanmıştır; ancak son yıllarda sürdürü- lebilirlik kavramı ekolojik, ekonomik ve sosyal alanları da kapsayacak şekilde geliştirilmektedir [3]. Sürdürülebilirlik Brundtland Komisyonu tarafından, gelecek nesillerin ihti- yaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden mevcut ihtiyaçları karşılama yeteneği olarak, tanımlanmıştır [24]. Şekil 1'de gösterildiği gibi, atıklarda meydana gelen bir yangın, sürdürülebilirliğin üç boyutunu da aşağıdaki açılardan etkileyebilir: 1) Çevreye yaydığı emisyonlar ile ekolojik etki: yangının kendisinden ve yangının etkisini azaltmaya yönelik faaliyetlerden (hem yangını önlemek veya olası büyük- lüğünü azaltmak için alınan tedbirler hem de bir yangın durumunda yangınla mücadele faaliyetleri) kaynakla- nır. 2) Enerjinin veya ısıtmanın sağlaması, için kullanılan bir kaynağın kaybının maliyeti, ekipman ve binaların zarar görmesi, kaynakların ve/veya çevrenin rehabilitasyonu-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=