Yangın ve Güvenlik Dergisi 197. Sayı (Mart 2018)

36 Yangın ve Güvenlik / Mart 2018 yanginguvenlik.com.tr 4.2. Su Seviyesindeki Değişmeler Japonya sahilinde (1946) çok büyük ölçekte sismik faa- liyete giden zaman içinde çok dikkate değer bir farklılığın gözlemlenebildiği bulundu [19], oradaki konutların arka bahçelerindeki özel yer kuyu sularının bir kısmı azalmaya başladı. Çin ve Rusya’da meydana gelen olaylarda, sismik sarsıntılar öncesi, yeraltı suları seviyesi 3-15 cm arasında yükselmeye başladı. 1968 yılında Avustralya’da [8] sismik faaliyet başlamadan birkaç saat önce su seviyesi tekrar 3 cm kadar yükseldi. Çin’de özel yeraltı depolarındaki kulla- nılabilir suyun seviyesinde yükselmenin 1975, 1976 ve 1979 yıllarında önemli ölçüde artma yaptığı gözlemlendi. Dünya kabuğundaki tektonik ve sismik faaliyetleri kontrol etmek çok güvenilir bir yöntemdir, burada su miktarı azaldığından ve daha sonra titreşimler hissedildiğinde arttığından olaydan 3-10 gün önce bilinebilir. Yeraltındaki petrol rezervuarlarında, akışkan fiziksel alanları ve emiciliği farklı olan, birbirleriyle bağlantısı olmayan kapalı bölmelerde sınırlanmıştır. Bu kom- partımanların duvarları yüksek basınçla kırıldığında, kırığın olduğu bölgelerde yüksek basınçlı suyun hızla akışından bir akım üretilir ve bu da depremi tetikleyebilir [10]. Yeraltı suyunun miktarı ve ısısı Japonya’nın farklı bölgelerinde dep- remleri önceden bildirmek gibi özel bir amaçla 70’li yılların ortalarından beri gözlem altındadır. Hasara yol açan sismik titreşimle aynı zamanda meydana gelen haber verici yer altı sularının yeterli sayıda örneği algılanmıştır. 4.3. Radon Gazı Emisyonu Radon gazı sismik faaliyetlerden önce çakıl taşları ve kumlardan açığa çıkan kirlenmiş radyoaktif dumandır. Bu genleşme 1972’de Taşkent’te bulunmuştur. Burada izlenen kabarmanın her nokta için 15 den 200’e kadar hareket ettiği sismik sarsıntıdan on yaklaşık iki gün öncesinden itibaren görülebildi. İzlenmekte olan artıştın her noktada 15 den 200’e doğru hareket etiği, sismik bir sarsıntıdan 3 ile 13 ün öncesinden görüldüğü böyle bir genleşme 1972’de Taşkent’te konuşuldu. Radon kontrolü yapan dinamik ulusal macera- cılar Amerika, Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya ve İzlanda’da son 15 yılın ortasında 46 değişik sismik sarsıntıyla aynı zamanda meydana gelen en az 91 düzensizlik rapor edilmiştir [12]. Çin’de [8] Radon merkezinde Tangshan (1976) ve Luhuo (1973) öncesi her iki durum için 130 ve 200 km’lik merkez üssü sınırı olduğu keşfedilen Langfang ve Guzan istasyonlarında bağımsız olarak 18 ve 6 gün %70 genişleme gözlenmiştir. 1995’de Kanra’daki dört mevkide ve Amris- tar’da bir mevkide Uttarkashi sismik sallantı dönemi (1991) vesilesiyle radon karışımlarında standarttan farklı bir ilişki deneyimi yaşanmıştır [6]. 4.4. Diğer Yöntemler MSG-SEVIRI (METEOSAT İkinci Nesil- Görüntü ve İnf- rared Görüntüleyiciye döndürülen) sıcak kızıl ötesi zaman düzenlemesi bilgi sayfaları kullanan bir sistem üretildi ve araştırma için bağlandı. AEPA (Aktif Deprem Önceden Haber Verme Algoritması) sistemi yüzey sıcaklığında bir sismik sarsıntı öncesi meydana gelen yüzey sıcaklığındaki birkaç garip artışı betimleyebilir [13]. Çalışma bu sismik sarsıntıla- rın her birinden önce meydana gelen sarsıntı öncesi ısınma anormalliklerini belirlemede faydalı olmuştur. Depremin merkez üssü bölgesinde 4-6°K civarında sıcaklık artışıyla kritik ısınma anormalliklerinin olduğu gözlenmiştir. Bu anor- mallikler olayın meydana gelmesiyle ortadan kalkmışlardır. Uydu termal kızılötesi sıcaklık yoğunluğu değişiminin ve meteoroloji uydusu belirtilerinin kullanılması kısa dönem ve beklenen deprem tahminleri için uzaktan algılayan bilgi modelinin oluşmasını analiz etmiştir [14]. 5. DEPREM UYARI SISTEMLERI VE AFET YÖNETIMI IÇIN ÖNERILEN BILGI VE HABERLEŞME TEKNOLOJILERI VE KABLOSUZ SENSÖR AĞLARI Bilgi ve Haberleşme Teknolojileri çeşitli afetlerde halkı uyarmada çok faydalı olmuştur. İnternetin kullanılması bazı alanlarda etkilenmiş olmasına rağmen bağlanmış olan alanlar afetle ilgili tüm bilgileri metin mesajları veya sosyal medya vasıtasıyla alabilmiştir. Bu araştırmada çeşitli Bilgi ve Haber- leşme Teknolojileri ve Kablosuz Sensör Ağları uygulamalarını topluma büyük afetler sırasında yardımcı olacak iletişim teknolojileri kavramlarını öne çıkartacak şekilde birleştirdik. Aynı zamanda bölüm 2’de açıklandığı gibi haber vericilere dayanarak bir depremin sismik dalgalarını algılamada çok yararlı olduğunu kanıtlayan Kablosuz Sensör Ağları vasıta- sıyla faydalı modellerin tasarımını önerebildik. 5.1. Deprem Tahminleri içi Hayvan İzleme Sistemi Kablosuz Sensör Ağları deprem olma ihtimali yüksek olan alanlarda hayvanların olağandışı hareketlerini tespit etmek için kullanılabilir. Fareler, tavşanlar, sürüngenler gibi hayvanların anormal hareketi bir deprem olasılığını belirle- mede yardımcı olabilir. Bu yöntemde, belli bir bölgede bir dereceye kadar GPS sisteminin hareketlerini izleyebileceği kadar hareket yapan hayvanlara sensör taktık. Sensörler hayvanın korku veya heyecan içinde olup olmadığına vücut sıcaklıklarını ve diğer özelliklerini analiz ederek belirlemede yardımcı olabilecektir. Sensör nodları (düğümleri) çeşitli mevkilerden gelen bilgileri toplar ve bir depo (sink) düğü- müne iletir. Bunun sonucunda, depodaki düğümlerin konum- ları Kablosuz Sensör Ağlarının enerji tüketimi ve yaşam süresi KAPAK KONUSU / MAKALE

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=