sal mühendislik tesisatlarında yaşanan kazaların yarısından fazlası çeşitli madde ve malzemelerin açığa çıkmasına bağlanabilir. Söz konusu olaylar genellikle teknik hatalardan(% 35) ve işletme hatalarından (% 30) kaynaklanmaktadır. Kayda geçen olayların sadece % 20'sinin kontrol altına alınamayan kimyasal reaksiyonlar yüzünden çıktığı belirlenmiştir. Yaşanan kaza ve olayların pek çoğu, üretim süreçleri sırasında yaşanmaktadır (% 45), depolama alanında (% 15) ve diğer süreçlerin işlendiği aşamalarda daha az kaza yaşandığı saptanmıştır. Gaz dedektör sistemi sayesinde engellenebilecek tipik vakalara örnek olarak, tutuşabilir veya zehirli gazların açığa çıktığı vakalar verilebilir. Tesisler içerisinde kritik öneme sahip olan alanlar gazların açığa çıkabilecekleri alanlar olup her türlü depolama ve saklama kapları, vanalar ve borular, makineler, cihazlar ve pompalar gibi çeşitli tesisatın bulunduğu her türlü alanı kapsamaktadır. Sıcaklık derecesi ve basınç farklılıkları, korozyon ve malzeme yorgunluğu gibi nedenlerden ötürü oluşan dinamik yükleme sızıntıya yol açabilecek önemli hususlardır. Doldurulmuş ve metal akıtılmış noktalarla eklemler ve sızdırmazlık noktaları özel ilgi gösterilmesi gereken alanlardır. Tüm bunlara ek olarak teknik sızıntı olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır ve vanalar, yırtık diyaframları aracılığıyla çeşitli madde ve malzemelerin kasten açığa çıkarıldığı teknik sızıntılar ile bir bozukluk yaşandığında akıntının önlenmesi için yaşanacak aşırı akış planlamalarını da unutmamak gerekir. Gaz Saçılımı Kimyasal maddelerin açığa çıktığı her durum tehlike arz eden bir olay yaşandığı anlamına gelmez. Bu tür olaylar kategorisinin başında gelen "önlenemeyen işletme bozuklukları" gelir ve bu tür bozukluklar "alınan önlemlere rağmen yaşanan büyük kozalar" ile boşa baş oranda yaşanmaktadı r. Hatta "sıra dışı kozalar" do her türlü deneyim ve hesaplamaların ötesinde karşımıza çıkabilmektedir. İşte bu aşamada "işletme bozuklukları" ile "tehlike arz eden kazalar" orasında gaz dedektör teknolojileri en büyük fırsatı bize sunmaktadır. Bu tür teknolojiler yaşanan bir bozukluğu çok erken aşamada tespit etmede kayda değer oranda katkıya sahip olabilecek teknolojilerdir. Böylelikle otomatik acil durum sistemleri ve hedeflenen müdahale önlemleri aracılığıyla kozayı kontrol altına alabilmek için gerekli zamanı bize tanıyacaktır. Gaz dedektör sistemlerinin hızla ve kusursuz bir şekilde müdahalede bulunabilmesini sağlamak için sistemdeki bileşenlerin büyük bir dikkatle işletmedeki belli bazı koşullarla eşleştirilmesi gerekmektedir. Pek çok başka husus gibi, örneğin dedektörlerin nereye yerleştirileceğine karar verilirken ilgili maddenin fiziki ve kimyasal özellikleri ölçümlenmeli, sızıntı ihtimali en yüksek noktaların tespit edilmesi, mekôndoki yapısal, coğrafi ve meteorolojik koşulların da göz önünde bulundurulması doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu tür verilerin çeşitliliği farklı tasarımlara sahip sensörler kullanarak nokta, hat ve sektör ölçümü yapılmasına olanak tanıyan çeşitli teknolojiler aracılığıyla gerçekleştirilecek değişik mevcut ölçümleme yöntemlerine bağlıdır. Bir üretim tesisindeki mekana özel koşullar ile gaz detektör sistemlerinin eşleştirilmesi işte bu yüzden her türlü planın birincil hedefi olacaktır. Tehlikeli maddelerin açığa çıktığı kazalara komu çok daha büyük dikkatle yaklaşmaktadır. Bu tür olaylarda sızıntı noktasından açığa serbestçe püskürerek çıkan gazlar bir bulut oluştururlar. Bulutun kenarları türbülanslı ve sert bir sınır bölgesi gibi hareket eder. Söz konusu gaz bulutunun genleşmesi ise açığa çıkan maddenin fiziksel ve kimyasal özellikleri, gazın açığa çıkış hızı ve hemen çevresindeki alanın sıcaklık derecesi gibi süreçlerle ilintili hususlar, iklimsel, coğrafi ve yapısal koşullara bağlıdır. Herhangi bir gaz, çevresindeki sıcaklık derecesine ulaştığında kendi yoğunluğunun havaya olan oranı cinsinden hafif, ağır ve nötr gaz olarak tanımlanabilmektedir. Buna bağlı olarak gaz bulutu havada yükselecek (hafif gaz), zemine yayılacak (ağır gaz) veya tamamen rüzgarın insafına bağlı olarak hareket edecektir (nötr gaz). Ancak gazlar genellikle açığa çıkmalarının hemen ardından yukarıda bahsedilen genellemelerin dışında tepki verirler çünkü gazların süreç sıcaklık dereceleri genellikle ortam sıcaklık derecesinden farklıdır. Basıncın çok az derecede artması durumunda gaz dolu sızıntıların olması veya sıvılar ile gazların basınç veya sıcaklık derecesindeki değişimler yüzünden sıvılaşması gibi her türlü durum gaz bulutu oluşumuna neden olabilir. Bu olayların en yaygını ise genellikle 50 barın fazlasıyla üzerinde seyreden yüksek baŞ!QÇ yüzünden sıvılQ§an gazlardır, Açığa çıktığı takdirde gazın bir bölümü buharlaşır (ani buharlaşma da denir) ve geri kalan madde ise bir gaz bulutu ve kaynayan GÜVENLİK -MAKALE sıvı göletine dönüşür. Ani buharlaşma nedeniyle gaz hacminde yaşanan aşırı artış genellikle tehlike arz eder çünkü büyük hacimli ve yüksek konsantrasyonlu tehlikeli moddeni n genleşmesi söz konusudur. Bu tür durumlarda soğutularak sıvılaştırılmış gaz- Sabit gaz dedektör sistemleri lor öncelikle sıvı tehlike arz eden kaza risklerini kısım kaynama azaltır. derecesine kadar ısındığından önce ortam sıcaklık derecesinden daha aşağıda olan ağır bir gaz bulutu açığa çıkarır. Çeşitli türdeki tutuşabilir ve zehirli gaz bulutlarının tepkileri değişebileceği gibi sınırlandırılmış kapalı alanlar ile açık havadaki gaz dedektör yöntemleri arasında da bariz farklar bulunmaktadır. İç mekônlarda gaz bulutlarının oluşumu için gerekli koşullar açık havdaki koşullarla benzerlik gösterir ama gaz bulutları sınırlandırılmış kapalı alanlarda oldukça farklı tepkiler vermektedir. Bu tür durumlarda mimari, taşınımlı akışlar ve aktif çalışan havalandırma gazın yayılmasını belirleyici unsurlar olacaktır. Ağır gazlardan oluşan göletler de büyük tehlike arz ederler çünkü mahzen veya tanklar gibi kapalı alanların zeminlerinde birikebilirler. Sistem Planlaması Ayrıntılı Olmalıdır Yukarıda sözü geçen ve göz önünde bulundurulması gereken hususlar, gaz saç ılımı ile bu durumda gazın göstereceği olası tepkilerin tahmin edilebilmesi için gelişmiş sabit gaz dedektör sistemlerinin oluşturabilecek bir planlama yaklaşımının temelini oluşturur. Her şeyden önce tekli gaz noktalı sensörler d izilerinden oluşan bir sistem için ayrıntı lı bir sistem planlaması yapmak şarttır ve buna bilgisayar simülasyonları da eşlik edebilir. İşletim bozukluklarında veya tehlike arz eden bir olay yaşandığında, bu tür tasarlanacak bir sistem ayrıca acil durum hizmetleri sunan personele de benimseyecekleri taktiği belirlemek adına önemlUpuçları sunar, çevredeki insanların zamanında uyarılmasına olanak tanır ve kişisel koruma için gerekli önlemlerin alınabilmesini sağlar.■ YANGIN ve GÜVENLİK SAYI 1351 91 1
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=